Gezgin Muhabirella Elif Özgen Röportajı
Kanal 24 ve CNN Türk’te çalışıp, son 2 yıldır da seyahat yazarlığı yapmakta olan Elif Özgen ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisine ilgisinden dolayı teşekkür ederiz. Keyifle okuyunuz :)
– Öncelikle, Elif Özgen kimdir ? RotaSensin takipçilerine kendinizi biraz tanıtabilir misiniz ?
Antalyalıyım, 18 yaşıma kadar orada yaşadım. Üniversite için İstanbul’a geldim, sonrasında basın sektörüne girince İstanbul’da kaldım. 10 yıldan fazla süre dış haber muhabirliği yaptım, Kanal 24 ve CNN Türk’te çalıştım. Son 2 yıldır da seyahat yazarlığı yapıyorum.
– CNN Türk dış haberler muhabiri ve Hürriyet Seyahat yazarı olarak, işinizden artan zamanda neler yapıyorsunuz ?
İşimden arta kalan zamanlarda yapmayı en sevdiğim şey seyahat; ya da seyahat edemiyorsam seyahat hayali kurmak ya da planı yapmak:) Farklı kültürlerle tanışmak bu hayatta beni en çok besleyen şey. Seyahatle olamıyorsa film, tiyatro oyunu izleyerek ya da kitap okuyarak da olur.
– Gezgin Muhabirella fikri nasıl ortaya çıktı ? Blog açmaya nasıl karar verdiniz ?
2015 yılında CNN Türk için Rohingya Müslümanları’nı takip etmek için Malezya ve Endonezya’yı kapsayan bir göreve gitmiştim. Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da toplu taşıma için kullanılan havarayı gördüğümü dönüşte arkadaşıma anlatırken; ‘’haberler bir yana; bu gibi detayları da insanlara aktarabilmek ne güzel olurdu’’ gibi bir cümle kurdum, www.gezginmuhabirella.com böyle ortaya çıktı.
– “Ömrün En Sevdiğim Anı, Seyahat Zamanı” sloganı ile kurmuş olduğunuz Gezgin Muhabirella ‘nın kuruluş amacı nedir ?
İşim gereği Dünya’nın farklı coğrafyalarında haberin, insan hikayelerinin peşinde koşarken şehirlerin de hikayelerinin olduğunu fark ettikten sonra başladım bu yola. Kendi deneyimlerimin başkalarına yardımcı olabileceğini düşündüm. Dar zamanlarda yaşıyoruz pek çoğumuz, seyahatlerden önce aynı yeri deneyimlemiş birilerinin gözünden o şehri görmek; gittiğimizde zaman ve enerji kaybı yaşamamızın önüne geçebilir. Seyahat sitemde yazılarımı yazarken en çok buna dikkat etmeye çalışıyorum; bir yeri tavsiye ediyorsam ya da etmiyorsam mutlaka ‘’… seviyorsanız’’ ya da ‘’…. sevmiyorsanız’’ diyerek anlattığım yeri somutlaştırıyorum. Algılar, tercihler çok farklı, herkes benim sevdiğimi sevmeyebilir; ama ben sevdiğimi yazarken nedenini de yazarsam, o zaman insanlar kendilerinin de sevip sevmeyeceğine yönelik bir tahminde bulunabilir. Gezgin Muhabirella’nın kuruluş amacı tam da bu; seyahati seven başka insanlara yardımcı olmak, sevmeyenlere ya da cesaret edemeyenlere de seyahat sevgisi ve cesareti aşılamak.
– Gezgin Muhabirella dışında başka bir blog sayfasında yazıyor musunuz? Yazıyorsanız ne üzerine yazıyorsunuz ?
Blogda değil ama basın yayın kuruluşlarında yazıyorum. Hürriyet Seyahat, CNN Türk Seyahat ve Tempo Travel’da seyahat içerikleri üretiyorum.
– Kaç kişilik bir ekibiniz var ? Tek başınıza seyahat etmeyi seviyor musunuz ?
Tek kişilik dev bir ekibim var:) Bir de eşimin, yakın arkadaşlarımın fikirleriyle yol gösterdiği dev bir destek ekibim var:) Yalnız seyahati de çok seviyorum, eşimle ya da zihnimin uyuştuğu yakın arkadaşlarımla seyahati de. İkisinin tadı bambaşka.
– Bugüne kadar kaç ülke gezdiniz ve en beğendiğiniz yer neresi oldu ?
60’a yakın şehir oldu sanırım. Ruhumda iz bırakan bir değil, birkaç tane yer var aslında. İlki Nepal. İnsanlara, insanlığa, mutluluğa, önceliklerime bakışıma bile etki eden bir ülke olmuştu orası. ‘’Az” ile mutlu olunabileceğinin, hatta belki daha mutlu olunabileceğinin kanıtı orası benim için. Bir de işim gereği 3 kez gittiğim Gazze. 2 kez savaş sırasında, bir kez de ateşkeste gittim, hiç unutamayacağım bir yer orası. ‘’Derdi kendinden büyük’’ diye tanımlıyorum ben orayı. Bir de biz hep haberlerde acılarını görüyoruz, gösteriyoruz ama aslında güzelliği acılarına meydan okuyan bir yer Gazze. Bunlar dışında bir de Cape Town ve Floransa’yı çok severim.
– Yakın zamanda planladığınız projeleriniz var mı ?
Seyahatlerimi de, deneyimlerimi paylaştığım platformları da sıklaştırmayı hedefliyorum, sürpriz rotalar ve projeler yolda diyelim:)
– Son olarak röportajı okuyan takipçilerimize neler söylemek isterdiniz ?
Dünyada kendimizden başka insanlarla, yaşamlarla yolumuzun kesişmesi artık daha kolay. İstanbul’da lüks bir restoranda 2 kişilik akşam yemeği yerine, kampanyadan bir Avrupa şehrine uçak bileti alabiliyoruz artık. Bu, bizden önceki nesillerin bulamadığı bir fırsat; kıymetini bilelim ve bol bol seyahat edelim derim:)