Şarap Eleştirmeni Kemal Can Ocak İle Röportajımız
Doğa ile kadehi buluşturan fotoğraflarıyla bilinen, Dünya’nın çeşitli şarap bölgelerini gezen, ve içtiği şarapları yorumlayan şarap eleştirmeni Kemal Can OCAK ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
- Öncelikle hoş geldiniz, Kemal Can OCAK (wineisanart) kimdir ? Biraz kendinizden bahseder misiniz ?
Akdenizliyim. Şarap kültürü de aslında buradan geliyor. Kaliteli yemeğin bol olduğu, sohbetin ve ev ziyaretlerinin hiç bitmediği bir ortamda büyüdüm. Tabi o dönemde kaliteli yemek bulmak kolayken kalite şarap bulmak pek de mümkün değildi. Tek bulabildiğim yerel bir kaç marka ve ev yapımı şaraplardı. Eğitim için Kanada’da bulunduğum süre aslında aydınlanma yaşadığım bir dönem oldu. Hiç bu kadar şarabın var olabileceğini hayal etmemiştim. O büyük şarap mağazalarına girdiğimde kendimi oyuncakcı dükkanına giren bir çocuk gibi hissediyordum. Mühendislik eğitimimden sonra Avusturya şarap akademisinde diploma eğitimi aldım. Bazı uluslararası yarışmalarda jurilik yapıyorum.
- Wineisanart (Şarap bir sanattır.) fikri nasıl ortaya çıktı ?
Bir şarabı diğerinden daha iyi yapan neydi ? Bir şarap klişesi vardır. “Mükemmel şarap yoktur. Sadece mükemmel olan şarap şişeleri vardır”. Şarap binlerce faktörden etkilenir ve şişe içerisinde gelişimi devam eder. Bana göre sanatın şişelenmiş halidir. Bu düşünceler içerisinde şarap bölgelerini fotoğraflarken, kadeh ile doğanın uyumunu tek bir fotoğrafta birleştirdiğimde aslında bu fikirde ortaya çıkmış oldu.
Wineisanart, şarabı ait olduğu yer olan doğa ile harmanlayarak şarapseverlere de aynısını yapmaları için ilham verme fikriydi.
- Bugüne kadar en beğendiğiniz şarap bölgesi neresi oldu?
Şarap yetiştiği bölgeyi yansıtır. Bu gözle gezmek elbette ayrı. Almanya’da Mosel vadisinden çok etkilenmiştim. O bölgede yetişen riesling üzümlerinden yapılan şaraplar türün en saf dışavurumu. Üzümü yerken sanki şarabı hissediyorsunuz. Orada o kadar dik yamaçlara kurulu ki bağlar, bağlarda çalışmak için ray sistemleri geliştirmişler. Avrupanın en dik yamaçlarının bulunduğu Bremm kasabasının gün batımı bir kadeh Riesling eşliğinde mutlaka görülmeli. Ancak bağlarda dolaşmak için yükseklik korkunuz olmamalı!
- Sosyal medyada tanınan bir şarap eleştirmeni olmak size bir avantaj sağladı mı ?
Kısmen. Bazı ünlü mahzenlerin kapıları açılabiliyor. Normalde ziyaretçi almayan şaraphaneler bunlar. Bağlarını, şarap tesislerini rahatça gezebiliyorum. Bazen şarapları şişelenmeden üretim esnasında tatma şansı bulabiliyorum.
- Şarap eğitimi nasıl? Biraz bahseder misiniz ?
Uzun soluklu bir süreç. Teorik eğitimin yanında tadım eğitimleri var. Bağcılık, şarap yapımı vb… Sayısız şarap bölgesi, üzüm çeşidi ve farklı nuanslar var. Bir üzüm çeşidinin farklı bölgelerde farklı stilleri var. Tüm bunları tatmanız ve öğrenmeniz gerekiyor. Çok basit bir örnek vereyim, Yeni Zelanda Sauvignon Blanc ile Fransa Loire vadisi Sauvignon Blanc çok farklıdır.
- Peki şarapseverlere önerileriniz varmı kendilerini nasıl geliştirebilirler ?
Dünya’da bir çok fuar düzenleniyor. Ufak bir giriş ücretiyle bu fuarlarda binlerce farklı şaraba ulaşma imkanı var. Mutlaka bu fuarları kaçırmasınlar. Bir parantez açayım. Şarabı öğrenmek isteyenlerin yaptığı büyük bir hata bu fuarlarda bütün şarapları tatmaya çalışmaları. Çok eğitimli olsanız bile damağımızın bir sınırı var. Aynı gün içerisinde sadece bir üzüm çeşidine odanlanmak, bir üzüm çeşidinin Dünya’da farklı bölgelerde yetişen şaraplarını denemek, o üzümün karakterini öğrenmek açısından çok önemli.
- Şarap ve kadeh fotoğraflarınızı, yorumlarınızı nerede paylaşıyorsunuz ?
Birçok sosyal medyada bulunmakla beraber, en çok instagram hesabımı aktif bir şekilde kullanıyorum. Instagram “wineisanart” https://www.instagram.com/wineisanart/ hesabından beni takip edebilirler.