Kuyruksuz Uçurtma Kurucusu İrem Özer Röportajı
Kuyruksuzucurtma.com kurucusu, seyahat yazarı İrem Özer ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine ilgisinden dolayı teşekkür ederiz.
Keyifle okuyunuz …
– Öncelikle hoş geldiniz, İrem Özer kimdir biraz kendinizden bahseder misiniz ?
Doğma büyüme Edirneliyim, 20 yıl önce üniversite eğitimim için İstanbul’a geldim ve sonrasında da iş hayatı ritminin İstanbul’da yoğun atması sebebi ile yerleşip kaldım. Reklamcılık ve Halkla İlişkiler bölümlerini bitirdikten sonra ajanslar ve kurumsal şirketlerde iletişim departmanlarında çalıştım. Son 5 yıldır kurumsal hayattan uzak, serbest çalışma disiplininde daha fazla seyahat ederek, seyahat yazıları yazarak hayatıma devam ediyorum.
– Kuyruksuzucurtma.com fikri nasıl ortaya çıktı ? Blog açmaya nasıl karar verdiniz ?
Çok eski bir arkadaşım doğum yaptıktan sonra anne – bebek blogu açmıştı 2007 yılında. O arada da bana sürekli “İrem hayatın ve sen hep çok renkli, sen de bir blog açmalısın” diyerek bana aslında bir ışık tutmuştu. Nitekim 2008 yılında ben de blogumu açtım. İlk açtığım akşam ne konsept ne de isim net değildi. iremozer.blogspot olarak açtım ancak düşündüğüm iş hayatı oldu. Ben şimdi buraya ruhumu dökersem, diğer taraftaki ciddi iş yaşamı tezatlığı yaşamaktan kaçınma düşüncesi ile bana takılan takma isimleri düşünmeye başladım blog ismi olarak.
İlk aklıma gelen babamın bana çocukluktan itibaren söylediği “İrem sen Kuyruksuz Uçurtma mısın?” deyişi ile evet başka bir alternatif düşünmemeliyim bu isim “cuk” diye ertesi gün ismini değiştirdim. Peki ne yazacaktım? Gün içinde başımdan geçenler mi? Belirli bir süre sonra bu beni de sıkardı. E en sevdiğim de seyahat, çocukluğumdan beri de kendi içinde gözlemlerimle konuşuşuyorum. O zaman bunu bloga aktarmak da benim için zor olmayacak, ayrı bir keyif yaratacaktı. Aynen de öyle oldu. 2017 yılına kadar da geldi bu şekilde.
– Seyahatlerinizi tek başınıza mı planlıyorsunuz ?
Bu hiç belli olmuyor, bazen arkadaşlarımla, bazen tek başıma. Arkadaşlarımla da olsa aslında planın %80’i yine bana ait oluyor. Gittiğimiz yerde ise spontane yaşam en sevdiğim. İlla görülmesi gereken yerleri bazen görmediğim bile olabiliyor, eğer şehri yerli gibi yaşamak daha keyifli ise.
– Bugüne kadar kaç ülke gezdiniz ve en beğendiğiniz yer neresi oldu?
25 ülke sanırım. Benim favorim Portekiz, hem bize benzer hem de çok farklı. Yaşanılası bir ülke. Yemekleri de müthiş.
– İlk defa Yurtdışı veya yurtiçi seyahat yapacak gezginler için öneriniz nedir ?
Sadece cesaret, korkmamaları. Dünya çok güzel ve bu güzellikleri kaçırmamak gerek. Daha az giyinip, daha gereksiz harcamaları kesince o güzellikleri yaşama şansı da artıyor.
– Sizce seyahat sektörü ve seyahat blogları nereye gidiyor ? Sektörün geleceğini nerede görüyorsunuz ?
Sektör için benim çok bir şey söyleme bilgi ve birikimim yok, uzmanlığım olmadığı için. Ancak her sektör için geçerli ortak bir şey var ki bu gelişmesinde inanılmaz katkılı, teknoloji ve internet.
Paylaşımlar artıkça insan dünyada ezberimiz dışındaki pek çok güzelliği öğreniyor. Artık her yere, bilgiye, görsele, deneyime ulaşmak bu sayede kolay.
Bloglar için ise sanırım benim ilk yazmaya başladığım yıllar ile şimdi arasında çok fark var. Blog yazılarından ziyade, instagram paylaşımları, instagram hikayeleri, youtube videoları daha ön planda. Kimsenin uzun yazılar okumaya vakti yok, ancak kısa süreli videolar şimdi aldı başını gidiyor.
– Son olarak röportajı okuyan takipçilerimize neler söylemek isterdiniz?
Kendimi hiçbir zaman ben gezginim diye adlandırmadım, adlandıramadım. Herkes artık her yeri geziyor. Çocukken hatıra defterim, günlüğüm vardı, oraya bir şeyler yazardım. Şimdi de sevdiğim konuda bloguma kendi gezi anılarımı yazıyorum. Ne yaptım, nereye gittim, nasıl geçti, biraz daha duyguları katarak.
Yazı yazabildiğimi 30 yaşımda anladım, belki geç belki erken bilemiyorum. Sevindiğim şu ki farklı pek çok dergiye de zaman zaman yazıyorum. Bu da bana gurur veriyor.
Gezmek, yazmak, belki de bir kameraya konuşmak, hikayeleştirmek, kim için hangisi uygun ve keyif veriyorsa herkes onu yapsın. Hayatta zaman dar, dünya da pek güzel. Kaçırmamak gerek!
– Bunların dışında eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Teşekkür etmek en güzeli olur sanırım:) Sevgiler herkese.