100 Dolarla Beyrut’ta 3 gün

Hadi toplanın 100 dolarla Beyrut’ta 3 gün napılır anlatıyorum:)

 

Beyrut

 

Ucuza gezmenin yolunu hepimiz arıyoruz öyle değil mi? E bizde onlardanız işte:) Pegasusun indirimli biletlerinden bulup oteli ayarladık cepimiz de 100 dolarla kalktık gittik beyruta . Tabi bu otel hariç 100 dolar . kimilerine 3 güne 100 dolar çok gelse de inanın hiç öyle değil hele ki Beyrut için hiç değil.

Keyifli bir uçuşun ardından iniyoruz Beyruta. Havaalanı şehir merkezine çok uzak değil 15 20 dakikada merkeze vardık. Bu arada biz bedava merkeze geldik:) otostop sağolsun :)

Varır varmaz kendimizi sokaklara attık. karanlıkta yürüdük biraz. İnsanın kuş misali olduğunu ve ne kadar şanslı olduğumuzu söyledim o an arkadaşıma. Hiç tanımadığın bir ülkede olmak, keşfetmek, o sokaklara, gördüğün yapılara hayran hayran bakmak çok heycan vericici. Geriye dönüp baktığımda ne hatırladığımı düşündüm bi an da. Altın rengi ışıkların altında parıldayan mavi kubbe ve minareler hemen yanın da yer alan bir kilise. Beyrut beni ilk geceden büyülemeyi başarmıştı.

Güvercin kayalıkları

Beyrut’ta ilk yapmanız gereken şey ülkenin simgesi haline gelmiş kartpostallardan gördüğümüz güvercin kayalıklarına gidip hemen fotoğraf çekilmek:). Sonrasında  hava şartlarına göre yapılan botlarla kayıklarda tur atma var. biz biraz pazarlık yaparak kişi başı 10 dolara bu turu yaptık. Efsane güzel bence kesin yapmalısınız. Rivayete göre kayalıkların etrafın da 5 tur dönenin dileği kabul oluyormuş benden söylemesi:)

Beyrut

Güvercin kayalıklarıyla ilgili şöyle bir hikaye var; Biliyorsunuz Beyrut’ta bir çok din olduğu için farklı dinden insanlar evlenmelerine izin yokmuş. Burada sevgililer birbirlerini atar intihar ederlermiş. Kayaların birleşimi de o sevgilileri temsil edermiş ve güvercin bu kayalıklara yuva kurarlarmış. Ve güvercinler hayatları boyunca eşlerine sadık tek hayvanmış.

Güvercin kayalıklarında fotoğrafımızı çekildik, botla turumuzu attık dedik ki bir  İnstgram molası verelim hemen kayalıkların orda ki  Starbucksa oturduk. Bir yandan kahve bir yandan fotoğraf koyma telaşı diğer yandan da şimdi nereye gidelim diye konuşurken hemen yan masadakiler bize tavsiyeler veriyor felan konuşmanın içine starbuck’da çalışanlar girince kendimizi bir anda taksinin içinde bulduk. (Starbucks da çalışanlar gerçekten bize çok yardımcı oldu taksiyide onlar ayarladı baya ucuza)

HARİSSA

İlk günümüzün ikinci görülecek yeri 20 km uzaklıktaki Harissa oldu. Biz taksiyle anlaştığımız için keyifli bir yolculuk geçirdik. Benden size tavsiye uzak yerler için taksilerle anlaşın derim.

Harissa / Beyrut

Harissa Beyruta 20 km uzaklıkta bir köy olarak kurulmuş. Fakat şehrin büyümesi sonucu artık şehire dahil olmuş bir bölge ama trafik felaket iş çıkışı saatine denk gelmeyin sakın. Denizden 650 m. yükseklikte ve en önemli özelliği “Our Lady of Lebanon” olarak adlandırılan dev Meryem Ana heykelinin burada olması. Meryem Ana heykeli 1908 yılında beyaza boyanmış 15 ton bronzdan yapılmış ve tam 64 metre yüksekliğinde. Heykelin kaidesinde küçük bir şapel bulunuyor ama sanırım turistlerin ziyaretine kapalı. Heykelin yanında bir de kilise var.

Harissa / Beyrut

Buraya teleferikle ulaşılıyor. Biz taksicimizin kıyağıyla beleşe çıktık 10 dolar cepte kaldı:) . Teleferik neredeyse çok katlı binaların dibinden ve çok yüksekten gidiyor. Tepeye ulaştıktan sonra ikinci bir raylı sistemle bir kaç metre daha çıkılıyor. Gördüğüm kadarıyla Harissa Hıristiyanların olduğu kadar müslümanların da çokça ziyaret edip, dua ettikleri bir yer.

Harissa Manzarası

Katolikler için önemli bir din merkezi kabul görülen Harissa’ya ibadete gelen bir çok Hristiyan var. Papa da zamam zaman ziyarete gelmiş. 2016 yılında 16. Benedikt gelmiş ve dua etmiş Meryam anıtının altındaki şapelde.

Harissa

Harissa sunduğu eşsiz manzarası ile dini bir yer olmasının yanında keyifli bir yerdi bizim için.  Rivayete göre Meryem ana o tepeden açtığı kollarıyla Lübnan halkını koruduğuna inanılıyormuş.

DOWNTON

Downtown bölgesi, 1975 iç savaşında en ağır hasara uğrayan bölgelerden biri.

Downtown / Beyrut

2001 yılın kadar sivillerin girmesine dahi izin verilmeyen Downtown, Rahmetli Başbakan  R.Hariri tarafından Solider projesi ile orjinaline sadık kalınarak eski haline getirilmiş. Downtown sokaklarını adımlarken kendinizi bir ortadoğu başkentinden ziyade, Paris sokaklarında hissedeceksiniz.

Downtown / Beyrut

 

Downtown

Bütün giriş-çıkışların askerler ve polisler tarafından kontrol edildiği bölgede tüm sokaklar ana meydana çıkıyor.

Downtown / Saatkulesi

Aslında alana harita üzerinden baktığınızda sanki Kızılay veya Taksim meydanlarına banzetebilirsiniz. İçerisinde hükümet binası bulunmakta. Meydana giriş çıkışlar  her yönde polisler tarafından kapatıldığı için ilk başta korkutucu gelebilir ama kesinlikle öyle değil. Mutlaka Downtown sokaklarında gezmelisiniz kendinizi açık hava müzesinde hissedeceksiniz.
Mohammad Al-Amin Cami
Beyrut’un her köşe başında bir tarih gizli. Osmanlı zamanlarının izlerini de bulabilirsiniz, iç savaş dönemlerinden kalan mermi izlerine de rastlayabilirsiniz. Ama Martyrs Meydanı’na geldiğinizde karşınıza tanıdık bir yapı belirecek.

Mohammad Al-Amin Cami / Beyrut

İstanbul’daki Sultan Ahmet Cami’den esinlenerek inşa edilen bu cami, Beyrut’taki merkezi ibadetane konumunda. Osmanlı mimarisini ve Memlük tarzı çizimleri barındıran cami, koyu sarı taşlardan olan dış cephesi, büyük mavi kubbesi ve 72 metrelik Mekke tarzı minareleri ile dikkatleri üzerine çekmekte. Mavi kubbelerinden dolayı “Mavi Cami” olarak da adlandırılmakta olan bu güzel caminin iç mimarisi de görülmeye değer.

Mohammad Al-Amin Cami / Beyrut

 

Mohammad Al-Amin Cami / Beyrut

Beyrut Ulusal Müzesi

Binlerce yıllık tarihe sahip bir şehrin, müzesinin ne kadar zengin içerikli olduğunu hayal bile edemeyiz. Ancak gidip görmek lazımdır. Beyrut’un Ulusal Müzesi’nin içerisinde MÖ 1500’lü yıllardan günümüze kadar gelen bir tarihe tanıklık edeceksiniz.

 

National Museum / Beyrut

Müze Dışardan çok güzeldi. Eminim içerisi de güzeldir fakat biz giremedik:) 100 dolarla gezmeye karar verdiğimiz için giriş kişi başı 5 dolardı o yüzden dışardan kapıların ardından bakabildik:) Ama bedavaya museum shop bölümüne girdik:))

1975-1991 yılları arasındaki Lübnan Savaşı sırasında ciddi oranda hasar görmesine karşın, resmi kurumların ve özel sektörün yoğun desteği sayesinde, onarılmış ön cephesi, sürekli güncellenen sergileri ve yeni sunum tarzıyla 1999 yılında yeniden açılmıştır.

René Moawad Garden

İlk gün Harissaya gittiğimiz taksiciyle tekrar anlaşarak haritadaki belli yerleri bizi götürmesi için anlaştık. Ama bu park görülmese de olur:)

rené moawad garden

Park aynı bizim türkiyedeki gibi aynı mantıkta işliyor bşiz görünce şok olduk hanı farklı birşey vardır sandık:) Pardon fark var  havuza giren çocuklar yok:) O yüzden beyruta gelirseniz bu parka gelmeyin. Eminim sizin mahalledeki park çok daha güzeldir:)

St George Ortodoks Katedrali

Parlamento binasının hemen yakınında bulunan St. George Katedrali, Beyrut’un en eski kilisesi. Lübnan İç Savaşı’ndan büyük darbeler almış olsa da, şehrin diğer kısımları gibi bu kilise de yoğun bir onarımdan geçmiş. Ancak hala yüzlerce yıllık ihtişamını korumaya devam ediyor.

St George Katedrali

Katedrale giriş bedava:) içeri de fotoğraf çekmek yasak ama inanın biz video bile çektik:)

Beyrutta bir gününüzü sadece sokakları caddeleri gezmeye ayırın. Savaşın izlerini, duvarlardaki mermi izlerini çok net görebilirsiniz.

Sokaklar da dediğim gibi kaybolun. Güzel fotoğraflar da çekebilirisiniz:)

 

Beyrutta gece hayatı eminim çok güzeldir ama biz maalesef göremedik. 100 dolarla 3 gün de biz bir çok yer gördük yani top olan yerleri en azından. Umarım Beyruttu seversiniz.

Bu arada eğer müzelerin içlerine girip gezerseniz lütfen benimle paylaşın:)

Biz Ne Yedik

Otelimize yakın bir tavukçu bulduk 3 gün orda yedik  baya ucuzdu:)

Bu arada Falafel yemeden gelmeyin.

Son olarak mutlaka Güvercin kayalıklarında gün batımı izlemeden gelmeyin.

Beyrut sokaklarından

Son olarak beyrutu en güzel anlatan şarkı, ( Feyruz – Li Beyrut )

 

 

Halil Onat

Yıllar önce cok küçükken bir gün annem ne olacaksın büyüyünce diye sordu. Ben de şehirler arası otobüslerdeki muavinlerden olacağım dermişim hep sürekli geziyorlar diye. İşte taa o zamanlardan aslında gezmek fikri bana hep iyi geldi. Yeni insanlar tanımak onlardan kendime parçalar katmak ve haritaya bir çizik daha atmak beni herşeyden çok mutlu ediyor. Yolların hazzını tatmanız ümidi ile..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir